Düğün fotoğrafçılığı

Düğün fotoğrafçılığı, evlenen gelin ve damat çiftleri için yapılan, düğünü ve düğün ile ilgili diğer aktiviteleri konu alan fotoğraf çekimidir. Çiftin pozlu fotoğrafları, nikâh seremonisi, düğün eğlencesi, hazırlıklar ve benzeri aktivitelerin biri ya da daha fazlasının fotoğraflanmasını kapsar.

Düğün Fotoğrafçılığı

Teknolojinin gelişmesiyle doğru orantılı olarak fotoğrafçılık da aynı hızla gelişmiştir. Önceleri ağır ekipmanları sebebiyle, sadece stüdyoda yapılabilen özel çekimler şimdi kolay taşınabilirliklerinden dolayı doğada ve herhangi bir açık alanda rahatlıkla yapılabilmektedir.

Program düğün gününden önce çift ve fotoğrafçının görüşüp günü planlamasıyla şekillenir. Düğün günü sabahtan organizasyon sonuna kadar tüm hazırlıklar, olaylar ve özel pozlar fotoğraflanır. Daha sonra fotoğraflar dijital olarak işlendikten sonra kişisel beğenilere göre düzenlenen albümler haline getirilir.

Fotoğrafçılığın tarihsel süreci

Düğün fotoğrafçılığının tarihsel sürecine bakarsak 1826’da fotoğrafın Joseph Nicephore Niepce tarafından keşfedilmesi ile neredeyse eş zamanlı olarak düğün fotoğrafı da çekilmeye başlanmıştı. Tarihsel süreç içinde akıllarda kalan ilk fotoğraf bu tarihten 14 yıl sonra Kraliçe Victoria ve Prens Albert’in düğün fotoğrafı olduğu kitaplarda anlatılmış. Fotoğrafçılığın bu ilk yıllarında çiftler aslında düğünleri için fotoğrafçı ile anlaşmıyorlardı. 19. yüzyılın ortalarına kadar çiftler düğünden önce ya da sonraki bir günde, sahip oldukları en iyi kıyafetlerini giyip fotoğrafçıya poz veriyorlardı. 1860’larda ise, günümüzde de hala devam eden düğün kıyafetleri ile poz verme ve düğün mekanlarında fotoğraf çekilmesi aktiviteleri gerçekleştirilmeye başlanmıştı.

Fotoğrafçının ağır ve hacimli ekipmanları taşınma zorluğu sebebi ile bu dönemde tek bir fotoğraftan oluşan stüdyo çekimleri yapılıyordu. 1880’lerde ise düğün albümü kavramı oluşmaya başladı, hatta fotoğrafçılar düğün eğlencesinden de fotoğraf çekmenin arayışlarına girmeye başladılar. Bu aslında günümüzdeki düğün günü hikâyesi oluşturmanın başlangıcı olarak düşünülebilir. Düğünün, sadece poz vermek yerine özel bir an olarak tören ve eğlence ile birlikte fotoğraflanması kavramı ise 2. dünya savaşı sonrasına dayanmakta. Film teknolojisinin ilerlemesi, makinelerin ışık duyarlılıklarının gelişmesi ve tepe flaşlarının keşfi ile birlikte stüdyo fotoğrafçıları da çekimler için düğün mekanlarını kullanmaya başladılar.

1970’lerde ise bugünkü çağdaş düğün fotoğrafçılığının temelleri atılmaya başlandı. Düğünü belgesel bir yaklaşımla fotoğraflama fikri de bu dönemde ortaya çıktı ve hızla yayıldı. Bu yaklaşımın Türkiye’de uygulanmaya başlaması ise zaman aldı, ve dijital fotoğrafçılığın keşfinin ardından ülkemize geldi.

Bu süre zarfında, belgesel ve çağdaş düğün fotoğrafçılığı özellikle Amerika ve Avrupa’da bir hayli yol kat etti. Bugün dünya dış çekim fotoğrafçılığında sıra dışı işler yapan çok başarılı isimler bulunuyor. Türkiye’de de geç başlamasına rağmen, bilgiye ulaşımın çok hızlı olduğu son dönemlerde, hızlı bir ilerleme gerçekleşiyor. Bunun sonucunda çok iyi işler çıkaran fotoğrafçılar ortaya çıkmaya başladı.

Günümüzde Dış Çekim Fotoğrafçılığı

Yaratıcı veya sanatsal öğeler taşıyan düğün fotoğrafçılığından bahsetmeden önce, terminolojileri biraz irdelemekte fayda var. Şu anda düğün fotoğrafçılığında iki ana görüş söz konusu: birincisi geleneksel diğeri ise belgesel düğün fotoğrafçılığı. Geleneksel düğün fotoğrafçılığı kaba anlamda çifte poz verdirerek görsel açıdan tatmin edici fotoğraflar üretmeyi hedeflerken, belgesel düğün fotoğrafçılığı ise düğün gününde yaşanan olayları, çifte poz verdirmeden ya da çok az yönlendirerek, fotoğraflarla belgelemeyi hedefler. Aslında düğün fotoğrafçılarının çoğu da bu iki daldan birini seçmek yerine, bu tarzlar arasında bir yerlerde kendini konumlandırır. Bunda “müşteri memnuniyeti” kavramının etkisi yadsınamaz.

Bu ana dallara ilave olarak çağdaş ve moda fotoğrafçılığı öğeleri taşıyan düğün fotoğrafçılığı hem dünyada hem de Türkiye’de hızla gelişmektedir. Burada mantık aslında moda dergilerindeki gibi yoğun bir fotoğraf düzenleme ve post prodüksiyon üzerine kurulu.

Bunun yanı sıra sadece dış çekim veya “gelinliği kirlet” konseptinden oluşan düğün fotoğrafçılığı da özellikle Asya ve Güney Amerika ülkelerinde oldukça sıklıkla yapılmaktadır. Bu tarz fotoğrafçılıkta, nasıl fotoğraflar çekileceği bir ön çalışma ile tespit edilmektedir. Ardından, mekan ve poz tespiti ile çekimler gerçekleştirilmektedir.

Türkiye’de Dış Çekim Fotoğrafçılığı

Ülkemizde pek kullanılmasa da dünyada sanatsal düğün fotoğrafı kavramına en yakın terim; çağdaş düğün fotoğrafçılığı. Burada fotoğrafçı kurgusal ya da belgesel ögeleri tek basına kullanmayı seçebileceği gibi, bunları harmanlamayı da tercih edebiliyor. Hatta düğün atmosferini gösterebilmek için manzara, doğal hayat – makro, mimari fotoğraflar çekip bunları düğün fotoğrafları serisine ekleyebiliyor. Bu tarzdaki düğün fotoğrafçıları, yaratıcı ve klişeden uzak serbest kadrajlar kullanabiliyor.

Bütün bunları bir araya getirebilmek için de çağdaş düğün fotoğrafçısın hem görsel hem de entelektüel bir vizyonun olması, bu dalda başarılı olması açısından önem kazanıyor. Ayrıca yukarıda bahsedilen fotoğraf dallarına teknik olarak hakim olmak da önem taşıyor. Düğün fotoğrafçılığı ticari bir dal olduğu için fotoğrafçının zevkine ve tarzına ya da hissiyatına göre çekim yapma özgürlüğüne sahip olması da üzerinde konuşulması gereken bir konu.

Yakın bir zamana kadar Türkiye’de klişeler içerisinde ilerleyen düğün belgeseli artık çağdaş düğün fotoğrafçılığına doğru kayıyor. Çiftlerin anlayışının değişimi ve fotoğrafçılarının vizyonun gelişmesi de Türk fotoğrafçıların dünya düğün fotoğrafçılığındaki değerini her geçen gün arttırıyor. Türkiye, dünyanın farklı ülkelerinden gelen çiftlerin de evlenmek için seçtikleri önemli bir kavşak. Bu çiftler, uluslararası düğün fotoğrafı kurumları veya arama motorları sayesinde portfolyolarına ulaştıkları Türk fotoğrafçılar ile çalışmayı, kendi ülkelerinden getirecekleri fotoğrafçılara tercih ediyorlar.

Belgesel Düğün Fotoğrafçılığı

Belgesel düğün fotoğrafçılığı, düğün gününün hiçbir düzenleme yapılmadan olduğu gibi fotoğraflanması demektir. Belgesel tarzının geleneksel düğün fotoğrafçılığından farkı poz verdirmeden ve müdahale etmeden, olayların doğal akışı içerisinde fotoğraflanmasıdır. Belgesel düğün fotoğrafçısının en temel amacı tamamen size ait olan o günün hikâyesini yaşandığı gibi anlatabilmektir. Belgesel tarzı düğün hikâyelerinin en çok tercih edilme nedeni ise düğün gününüzde yaşadığınız her ayrıntının, her duygunun fotoğrafçı tarafından ölümsüzleştiriliyor olması. Bu sayede hem kendinize hem de günün koşuşturmacası içerisinde kaçırdığınız birçok ayrıntıya dışarıdan bir gözle tekrar bakabiliyorsunuz.